Farzet

Dokunduğun her tenden bir şey alıyorsun.

Değdiğin her tenden bir şeyler aldığını var say. Örneğin, her bedenden bir yük alıyorsun. Her dokunuşunda, onun yaşadığı bir ana karşı hissettiği duygu sana geçiyor. Belki bir mutluluk, belki bir acı, bir şey... O zaman merak eder miydin kime dokunduğunu?

Farzet.

Her bedenden bir doğum lekesi alıyorsun. Sadece onda olan bir leke. Ve sen dokundukça, artık ikinizin lekesi olmaya başlıyor.

Farzet.

Dokunduğun her bedenden bir şeyler geçiyor sana.

Bir iz, bazen gerçek bir iz, kollarında, bacağında... Ya da daha derin bir iz. Kalpte.

Dokunduğun her bedenin kalbinden bir şeyler geçiyor sana.

Sadece farzet.

Bembeyaz tenlerin ardında yatan siyah kalpler her dokunuşunda artık seninle. Böyle olsaydı merak eder miydin dokunduğun bedenin sahibinin kalbini?

Dokunduğun her kişinin, cildinde belirdiği bir dünya hayal et.

Eğer böyle olsaydı, hepimiz temasın gücünün farkında olurduk.

Fakat sırf izler cildimizde kalmıyor diye, temastan kalan izleri yok sayabiliyoruz.

Bu çok olağan çünkü en çok gördüğümüz şeylere hafızamızda yer veriyoruz. Göz duyusunun ardından koku geliyor, göz kadar iyi yer etmese de , zamanında aldığımız bir kokuyu bugün duyduğumuzda o anıya aniden gidebiliyoruz değil mi? Temas bu kadar kuvvetli değil ama hafızaya aldanmamak gerekiyor.

Çünkü aslında her dokunduğun sende iz bırakıyor.

Hatta belki de, zamanla seni kendine benzetiyor.

Bilim, birbirine uzun süre temas eden iki şeyin bütünleşmemesi neredeyse imkansızdır der.

Nasıl ki sıcaklığı farklı olan iki maddeyi birbirine temas ettirdiğinizde bir süre sonra ikisininde sıcaklığı eşitleniyorsa, ruhlarda da durum böyle olur. İşte tam da bu yüzden kime dokunduğunuz sandığınızdan daha önemlidir. Kimi sevdiğiniz, kimle el ele yürüdüğünüz, en az kim olduğunuz kadar önemlidir. Benzemekten korktuğunuz birini sevmemelisiniz. Sevdiğiniz insanı değiştirmek istememelisiniz.

Çünkü zoraki değişimin başladığı yerde kader tersine döner.

İki insan birbirini sevdiği gün, zaten değişim başlar. Sizin hiçbir şey yapmanızı beklemez. Bu yüzden bazı ilişkiler biter, bazıları devam eder. Çünkü benzemek istemediğiniz birini severseniz eğer, değişim size ağır gelir. Bunların hepsi temasın gücüdür. Temas kutsaldır, iyileştirir, benzeştirir.

Dokunduğun her yerde izin vardır aslında, sırf ciltlere görünür yerler açmıyorsun diye, orda izin kalmadı sanma. Kime dokunduysan, izin hala orda.

Işık saçıyorsa eğer kalbin, dokunduğun her bedene de ışık verdin. Bil ki, aydınlığı sendendir. Karanlıksa eğer kalbin, dokunduğun her kalbe karanlık verdin, acı çekiyorsa eğer, bil ki acısı sendendir. Sakın benzemek istemediğin birini sevme. Çünkü bir gün ağır gelir.